Go to the page content

Toplumun obezite algısı, bilimsel gerçeklerle ne kadar örtüşüyor?

Prof. Dr. Özgür Demir, Sarı Mikrofon sokak röportajlarını değerlendirdi.

Obezite algımız, kilo yönetimi için doğru desteğe ulaşmamıza engel olabilir

Bireyler obezite ile mücadeleleri başladıktan ortalama 6 yıl sonra ilk kez bir hekimle kiloları hakkında konuşuyorlar. 1

Obeziteli bireylerin ve sağlık çalışanlarının algı, tutum ve davranışlarını belirlemek ve obezite yönetiminin önündeki engelleri değerlendirmek için 11 ülkede, 14.502 obeziteli bireyin katılımıyla bir çalışma gerçekleştirildi. Yapılan bu çalışmada sağlık çalışanları ve obeziteli bireylerin davranış ve algıları arasında bir uyumsuzluk olduğu tespit edildi. Çalışmaya katılan hem sağlık çalışanları hem de obeziteli bireyler, obeziteyi kronik bir hastalık olarak kabul ettiğini belirtiyordu. Ancak buna rağmen, obeziteli bireylerin çoğunun kilo verme sorumluluğunu tamamen kendi başına üstlendiği görüldü. Ayrıca hem obeziteli bireyler hem de sağlık çalışanları, genetik yatkınlık da dahil olmak üzere biyolojik faktörlerden ziyade yaşam tarzıyla ilgili faktörleri kilo vermenin önünde önemli engeller olarak görüyordu.1

Sonuçlar, birçok obeziteli bireyin fazla kilolarının sağlıkları üzerindeki etkisinden endişe duyduğunu ve kilo vermek için ciddi çaba sarf ettiğini, ancak bu tür kilo verme çabalarına kendi başlarına sınırlı bir yanıt alabildiklerini göstermektedir. Unutulmamalıdır ki obezite sadece yaşam tarzının bir sonucu değil, genetik yatkınlık ve spesifik patofizyolojik değişiklikler ile ilişkili bir hastalıktır. Obeziteli bireylerin kilo yönetim yolculuğunda bir hekim desteği ile ilerlemesi önemlidir.1

Referanslar
  1. Caterson, Ian D., et al. "Gaps to bridge: misalignment between perception, reality and actions in obesity." Diabetes, Obesity and Metabolism 21.8 (2019): 1914-1924.

TR23OB00026